22 Nisan 2010 Perşembe

sigara sapması

öğrenciler bilir( sanki bu olaylar hep öğrencilerin başına geliyor gibi). otobüs beklerken zaman bazen geçmek bilmez. işte o zamanlarda eğer benim gibi sigara tiryakisi bir insansanız hemen eliniz sigaranız ve çakmağınıza gider. nasıl olsa otobüs sigara içene kadar daha gelmez mantığıyla. ilk etapta beklemeyi keyifli bir işe dönüştüren bu hareket, hemen ardından sürekli ağızda sigara otobüsün geleceği istikamete birbiri ardına -lan sakın sigaram bitmeden geleyim deme- gibi bakışlar atılır. halbuki durakta bekleyen diğer insanların bir suçu yoktur. belki diğer insanların acil işi var? lakin s.kime kadar ben sigaramı yaktıktan sonra en acil işi olsa ne yazar! çok acilse taksiyle gitsin... neyse işte bu esnada uzay - zaman eğrisini durağan kateden ışık bir anda kırılıp boyutları dört nala katederek ilk bulduğu solucan deliğine girer ve bizim zamanımızda otobüsle birlikte çıkagelir. hayır arkadaş deminden beri gelmeyen otobüs 2 dk geç gelse nolur? fiziğin bize oynadığı bu p.çlik niye? olan yakılan sigaraya, boşa giden nikotinlere oluyor. günde bir paket yetiyordu lan eskiden.anlamadığım şey tam sigarayı yaktığımız anda mobeseden filan anons mu geçiyorlar şoföre gaza asıl diye? tüm otobüs şoförleri yeşilaycı mı?

sınırlı sayıda sınırlı kişilere seçkin hediyeler seçkin insanlar ...

ismi buna benzer -lüks,stil,moda- dergi kategorisinde bir şey. belki bir ekti.gördüğüm anda almak istedim tüm dergileri. rafta bir tane o dergiden bırakmayacaktım. kararlıydım. zengin olduğumdan veyahut çok sayıda zengin akrabam olmasından değil - öyle olsa blog yazmadık herhalde- ama sırf kıllık olsun, o sınırlı sayıdaki seçkin insanların eline geçemesin diyeydi bu gaz. madem ben nemalanamıyorum o seçkin hediyelerden, o zaman kaymağını da yedirtemezdim arkadaş. bir anda sol elim rafa tüm dergilere doğru uzandı , aynı anda sağ elim yapma der gibi arka cepteki cüzdana gitti. beş param yoktu. kredi kartımı daha dün makineler yutmuştu. kafamı çevirdim evime gittim.